Bir sokakta, bir kafede ya da bir lokantanın önünde oturup geçiştirdiğimiz sıradan bir günümüzde, belki hiç fark etmediğimiz bir hayırseverle karşılaşmamız mümkün. 17 yıldır ekmek kırıntısı toplayan bir adam, hem ilginç hikayesiyle hem de yaptığı işler sayesinde dikkatleri üzerine çekiyor. “Allah rızası için bu işi yapıyorum” diyor. Peki, bu adam kim? Neden ekmek kırıntısı topluyor? Bu soruların yanıtları bu yazıda sizlere sunulacaktır.
Hasan Yılmaz, 45 yaşında bir adam. 17 yıl önce, kış mevsiminin çetin geçtiği bir gün, evinin önünde bulduğu ekmek kırıntılarını topluyor. Daha sonra anladı ki; bu kırıntılar sokakta yaşayan hayvanlara yardım etmek için bir fırsat. Başlangıçta, sadece insanlara duyduğu merhamet ile bu işe girdi. Çocukluğundan beri hayvanlara karşı büyük bir sevgisi olan Hasan, yıllar içinde bu sevgisini somut bir hale dönüştürdü.
Hasan, her sabah erkenden kalkıyor ve hazırlandığı günün ilk ışıklarıyla birlikte sokağa çıkıyor. Ekmek kırıntılarını toplamak için şehir merkezine, lokantaların ve fırınların etrafına gidiyor. İlk başta bu işe başladığında insanlar ona garip bakıyor, hatta kimileri alaycı bir şekilde gülüyordu. Ancak zamanla bu durum değişti. Hasan’ın gayreti ve niyeti, çevresindekiler tarafından takdir edilmeye başladı. Artık insanlar ona özen göstermeye, destek vermeye başladı. Lokantalardaki çalışanlar, gün sonunda ekmek kırıntılarını ona veriyor; hayvan dostlarımız için daha fazla yiyecek toplamasına yardımcı oluyorlar.
17 yıllık bu serüven boyunca birçok hayatla karşılaştı. Kendisi, sadece hayvanlara değil, aynı zamanda insanlara da yardım ettiğini düşünüyor. Hemen her gün dışarıda karşılaştığı çocuklarla sohbet edip onlara hayvanlara karşı duyarlılık kazandırmaya çalışıyor. “Bir çocuğun bir hayvanla nasıl bir bağ kurabileceğini göstermenin en güzel yolunun, onlara bu sevgiyi aşılamak olduğunu düşünüyorum” diyor.
Hasan’ın bu serüvenindeki en temel motivasyon, dini ve insani duygular. Sadece somut bir iş yaparak değil, aynı zamanda bir topluma hizmet ederek, insanlara umut vermenin ve yardım etmenin en güzel yollarından biri olduğunu savunuyor. Ekmek ve gıda israfının yaygın olduğu bir dünyada, topladığı ekmek kırıntılarıyla belki de büyük bir fark yaratıyor. İnsanlara ekmek kırıntılarını toplamasının önemini anlatırken, sokak hayvanlarının hayatta kalma mücadelesinin de altını çiziyor.
Her gün yaptığı bu "basit" iş, Hasan’ın hayatında büyük dönüşümler yaratmış. O, ekmek kırıntılarıyla birlikte insanlara da bir şeyler katmaya çalıştığını vurguluyor. “İnsanlar beni tanıyor, biliyor. Herkesin gönlünde bir sevgi var, önemli olan onu ortaya çıkarabilmek” diyor. Hasan, sokakta yaşanan birçok yanılsama ve insanları etkileyen olumsuz koşullara dikkat çekmek için düzenlenen etkinliklere de katılıyor. Bu etkinlikler, gençlere ve çocuklara hayvan sevgisini aşılamayı hedefliyor.
Bu hikaye, sadece bir adamın değil, birçok kişinin dikkatini çeken bir toplumsal sorunu da gözler önüne seriyor. Ekmek kırıntısı toplamak sadece bir iş değil, aynı zamanda önce insanlara ve sonra hayvanlara ulaşan bir sevgi projesi haline gelmiş durumda. Yıllar içinde, yalnızca bir sokakta ekmek kırıntısı toplamakla kalmayıp, aynı zamanda çevresindekilere ilham vermeyi başarmış. Hasan, sadece bir hayırsever değil, aynı zamanda bir öğretmen. Amacı, insanlara ve çevresine olan hassasiyetlerini arttırmak ve bu farkındalığı yaymak.
Sonuç olarak, Hasan’ın hikayesi, görünmeyen iyi insanların varlığına ışık tutuyor. Bu kadar uzun yıllar boyunca ekmek kırıntısı toplamak, sadece bir yemekten ziyade daha derin bir anlam taşıyor. Hayvanlara, insanlara ve doğaya olan özveri ve sevgi, çoğu zaman günlük hayatın içinde kaybolabiliyor. Ancak Hasan gibi insanların varlığı, bu dünyada değişimin mümkün olduğunu gösteriyor. “Allah rızası için bu işi yapıyorum” cümlesinden yola çıkarak, herkesin kendi alanında yapabileceği küçük ama anlamlı şeylerin büyüklüğünü anımsatıyor.