İstanbul’un kalabalık bir semtinde yaşayan, dede ve torunlarından oluşan bir aile, yaşadıkları evden zorla tahliye edilme tehdidiyle karşı karşıya kaldı. Uzun yıllardır aynı evde yaşayan eğer ailenin üyeleri, yaşadıkları bu zor duruma itiraz edebilmek için hukuk yoluna başvurması ile dikkatleri üzerine çekti. Evin sahibi olan dede, çocukluk anılarının ve torunlarının geleceğinin söz konusu olduğunu belirterek, "Tahliye etmeyin!" çağrısını yaptı. Peki, dede ve torunlarının yaşadığı bu dramın ardında hangi gerekçeler yatıyor? Bu haberimizde konuyu derinlemesine inceleyeceğiz.
Ailenin hikayesi, geçmişte yaşanan bazı olaylarla başlıyor. Dede, uzun yıllar önce eşiyle birlikte bu eve taşındı ve burada bir yuva kurdu. Zamanla ailenin büyümesiyle birlikte, çocukları da bu evde büyüdü. Evin içinde sayısız anı biriktiren dede, özellikle torunlarıyla geçirdiği zamanların kıymetini vurguluyor. “Bu duvarların içinde herkesin bir hatırası var; çocuklarım burada büyüdü, torunlarım burada oyun oynadı” diyor ve gözleri doluyor. Ancak hayat, beklenmedik gelişmelerle dolu. Dedenin mal sahibi olduğu ev, son dönemlerde ekonomik sıkıntılar yaşayan bir inşaat firması tarafından tehdit altında.
Bir inşaat projesi kapsamında ailenin yaşadığı bu evin de yıkılması öngörülüyor. Dede, geçmişte olanlara atıfta bulunarak, “Biz burada mülk sahibi değiliz; biz bu evi bir yuva olarak gördük. Torunlarım burayı hiç bırakmak istemiyor. Bu ev bizim kalbimizde.” diyerek duygularını ifade ediyor. Dedenin torunları, babalarından, annelerinden duydukları hikayeleri her fırsatta dile getirirken, yaşadıkları evin sadece bir yapı olmadığını, bir aile geleneği ve geçmiş olduklarının altını çiziyor.
Dede ve torunları, evden zorla tahliye edilmemek adına hukuk yoluna başvurduklarını belirtiyor. Mahkemeye verdikleri dilekçede, evin onlara ait olduğunu savunarak, yasal haklarının korunmasını talep ettiler. Avukatları aracılığıyla yapılan açıklama ise, “Bu ailenin yasal hakları çerçevesinde, bu evde yıllardır yaşayan bireylerin kalmalarından yanayız. Tahliye edilme tehdidi,ukuku ihlal eden bir durumdur." şeklinde oldu. Ailenin avukatı, konuya sıcak bakan insanları da yanına alarak sosyal destek kampanyası başlatmayı planladıklarını belirtti.
Tahliye süreciyle ilgili çeşitli mahkemelerde görülen davada, birçok destek ve tepki aldı. Yerel halk, dede ve torunlarına destek vermek için sokaklarda kampanyalar düzenlemeye başladı. "Aileler kendi evlerinde güvende olmalı. Bu gibi durumlar karşısında sessiz kalmamalıyız" diyen mahalle sakinleri, dayanışma göstererek dede ve torunlarının yanında olduklarını ifade etti. Dedenin torunlarından biri, “Burası bizim evimiz. Koyamadıkları bir şey olmasın, biz her zaman buradayız.” diyerek ailecek ne kadar karar vermekte kararlı olduklarını dile getirdi.
Emekli bir mahkeme müdürü olan vatandaşlar da konunun hukuksal boyutunu destekleyen ifadelerde bulunarak, “Aileler, evlerini kaybetmemesi adına yanında durmak, bizim insani bir görevimizdir.” diyerek dede ve torunlarına olan desteklerini belirtti. Sosyal medya platformlarında da aynı şekilde ailenin haklarına saygı gösterilmesi için kampanyalar başlatıldıktan sonra, pek çok birey konu hakkında paylaşımlar yaparak, ailenin yanında olduklarını aktardı.
Şu ana kadar yaşanan gelişmeler kısa süre içinde şekilleneceğe benziyor. Dede ve torunları, hem mahkeme sürecini yakından takip ederken hem de hayatta kalmak için son çabalarını sarf ediyor. İlk duruşma gününe doğru aile, mücadelelerinde yalnız olmadıklarını hissetmenin mutluluğunu yaşıyor. “Düşmana karşı yalnız olmadığımızı biliyoruz. Bütün mahallemiz ve şehir halkı arkamızda” ifadeleriyle, destekten son derece memnun olduklarını da belirtiyorlar.
Sonuç olarak, dede ve torunları için yalnızca bir ev değil, aynı zamanda anıların tazeleneceği bir yaşam alanı davası başlatılmış durumda. Yaklaşan mahkeme gününde, ailenin bu süreçte nasıl bir sonuç alacağını takip etmek için, gelişmeler yaşandıkça haberimize devam edeceğiz. Halkın ve dede ile torunlarının yanında durması, adaletin yerini bulması açısından oldukça büyük bir önem taşıyor. "Evimizden çıkmamız imkansız" diyen aile, geçimini sağlayabileceği ve anılarını yaşatabileceği bir yaşam alanı için mücadelesini sürdürüyor.