Son yıllarda yaşanan kuraklık ve su yönetimi sorunları, İstanbul ve çevresinde su kaynakları üzerinde büyük bir baskı oluşturdu. İstanbul Su ve Kanalizasyon İdaresi (İSKİ), 8 barajın doluluk oranını açıkladı ve bu veriler endişe verici bir durumu gözler önüne serdi: Barajların doluluk oranı yüzde 50'nin altında seyrediyor. Bu düşüş, İstanbul'un su ihtiyacı açısından ciddi bir tehdit oluşturuyor.
İstanbul’un su kaynaklarını besleyen 8 ana baraj, bölgedeki toplam su ihtiyacının büyük bir kısmını karşılamaktadır. Barajlardaki su seviyelerinin düşük olması, hem yaz aylarında yaşanan aşırı sıcaklar hem de yağışların yetersizliği ile doğrudan ilişkilidir. İSKİ’nin verilerine göre, 2023 yılı itibarıyla barajların doluluk oranı, tarihsel ortalamaların oldukça altında bulunmaktadır. Örneğin, Ömerli Barajı yüzde 43, Elmalı Barajı ise sadece yüzde 38 doluluk oranı ile dikkat çekiyor. Bu durum, İstanbul’un su ihtiyacını karşılamada ciddi bir handikap oluşturuyor.
Yetkililer, bu seviyelerin yıllık su tüketiminin karşılanmasında yetersiz kalabileceği endişesini taşıyor. Şehirdeki su kısıtlamaları ve tasarruf önlemleri, her geçen gün daha fazla konuşulmaya başlıyor. Su tasarrufuna yönelik kampanyaların arttığı bu dönemde, İstanbul’un su yönetiminde daha dikkatli adımlar atılması gerektiği vurgulanıyor. Uzmanlar, barajlardaki su seviyelerinin acilen yükseltilmesi gerektiğini ve bunun için erken tedbirlerin alınması gerektiğine dikkat çekiyor.
İstanbul’un su krizini aşabilmesi için öncelikle su tasarrufu konusunda toplumsal bir seferberlik ilan edilmesi gerekmektedir. Hane halkının su tüketimini azaltmaya yönelik eğitimler verilmesi, suyun etkin kullanımı için çeşitli projelerin hayata geçirilmesi önerilmektedir. Ayrıca, yağmur suyu toplama sistemlerinin yaygınlaştırılması, yeraltı su kaynaklarının korunması ve zenginleştirilmesi, İstanbul’un su krizini hafifletmeye yönelik etkili çözümler arasında yer alıyor.
Uzmanlar, İstanbul’un ikliminde yaşanan değişikliklerin gelecekte daha da belirgin hale geleceğini öngörüyor. Kuraklık ile birlikte sulama yöntemlerinin gözden geçirilmesi, dayanıklı bitki örtüsü seçimleri ve tarımsal sulama sistemlerinin iyileştirilmesi üzerinde durulması gereken diğer başlıca konular arasında yer alıyor. İstanbul’un su tasarrufunu artırmak ve su kaynaklarını daha verimli kullanmak, hem bireylerin hem de kamu kurumlarının birlikte hareket etmesini gerektiriyor.
Sonuç olarak, İstanbul’daki 8 barajın doluluk oranlarının yüzde 50’nin altında kalması, hem şehir için hem de İstanbul’un sakinleri için alarm verici bir durumdur. Bir yandan bu durumu anlamak ve kabul etmek gerekirken, diğer yandan çözümler üretmek ve hayata geçirmek için de zaman kaybetmemek gerekmektedir. Barajlardaki su seviyelerinin yükseltilmesi, sadece İstanbul’un su ihtiyacını karşılamakla kalmayacak, aynı zamanda gelecek nesillere de sürdürülebilir ve yaşanabilir bir çevre bırakmak adına büyük önem taşımaktadır.